edebiyat bağrımızda şahlanmış bir at
yol alır sevdalara çırparız kanat
önümüz sıra bulutlar bir beyaz kağıt
yağmurlar ninni söyler yakarlar ağıt..
mehtabın şavkı vuran gün rengi kiraz
gökyüzü hüzünlü yıldızlarda bir naz
dağıt saçlarını serin poyraz rüzgarda dağıt..
hat hudut yok sevdamızda yok sınır serhat
yürek sular kadar berrak temiz
yürek şirin aşkıyla yanan ferhat...
dağlar kıldan ince.. lazım olan yanlızca azim
şiirimizse sevimli şirindir bizim.. dilimiz şekerden şerbet
çığrılan en güzel türküler bizimdir.. bizdedir elbet..
turnalarla yarıştayız durmak bize yasak..
gözlerin şehla şehla.. dudaklar ıslak
menzile erişmiş koynunda ateşli sıcak
kan damla damla sevgi çırılçıplak..
türkdili senden alır direk yürek harını..
yıkmış duvarını bulmuşuz şiirinin şah damarını
edebiyat yol almakta hız kesmeden sükuta inat
elbette sözün bittiği yerde susmakta sanat...
gün ışığı akmakta pencerenden yakındır şafak
gün dökmekte dalgalı saçlarını halka halka sarkıtarak..
nicedir uyandılar uykulardan dallar fışgın sürmekte sarmaşık
şair hecedir biçtiğin kumaş ahengin geçtiği yollar hayli karmaşık..
yansıtırlar aksini kuytu orman içleri pınarbaşındaki sular
her yanda şen şakrak ötüşen kuşların cıvıltıları var..
edebiyat hakikatle aranda bir yüksek duvar..
aslolan sana senden yakın hemen yanı başındalar
gözlerin bir yaralı ceylan kadar ürkek dolanır kenarında
uçurumlar yarların.. ayakların yalın dizlerin patlak patlak
başucunda bir başka dünya bir başka hayat
edebiyat boşanmış dolu dizgin son sürat bir nefes alımlık saltanat..